Ekonomim yazarı Erdal Sağlam, basına sızan Bank of America notlarının, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in çabasına rağmen, yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelmemesinde dış politikanın rolü olduğunun kanıtı niteliğinde olduğunu ifade etti.
Sağlam, “Bakan Mehmet Şimşek’in tüm çabalarına rağmen, yabancı fon akışını sağlayamamasında, Türkiye’nin Batı ile dış politika sorunlarının önemli rol oynadığı açıkça görülmeye başladı. BofA’nın Londra’da Şimşek’le yatırımcıları bir araya getiren toplantıdan basına sızan notlar, bunun önemli bir ispatı” ifadesini kullandı.
Sağlam, yazısında şunları kaydetti:
“Geçen hafta basına sızan Bank of America’nın(BofA) Londra’da Şimşek’le büyük yatırımcıları bir araya getiren toplantısından notlar, başından beri söylediğim temkinli tutumu açıkça gösterdi. Ancak sızan bu notlar aynı zamanda siyasi olarak Türkiye’nin Batı ile anlaşmazlık konularını, sermayenin dikkate aldığını açıkça gösterdi. Bunun başında Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’la ilgili AİHM kararlarının Türkiye tarafından uygulanmaması, Akdeniz’de petrol arama çalışmaları hakkındaki yaptırım kararları geliyordu.
…
Özetle; bu notların sızdırıldığı ve sızmayla verilmesi amaçlanan mesajın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu konuşuluyor. Dış politikaya ilişkin aldığı ya da almadığı kararların Türkiye’ye sermaye girişindeki engellerden biri olduğu mesajının verildiği konuşuluyor. Bakan Şimşek zaten toplantılarda bu tür sorularla sıkça karşılaşıyor ve siyasi olarak Batı ile yaşanan görüş ayrılıklarının engel olduğu kendisine söyleniyor. Bu basına sızan büyük yatırımcı görüşlerine taşıyan notlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan da bundan açıkça haberdar oldu.”
Raporda, ABD ve İngiltere merkezli hedge fonları ve 700 milyar dolarlık bir Asya varlık fonunun da bulunduğu 23 yatırımcının geri bildirimleri yer alıyor. Yaklaşık 500 milyar dolarlık fonu yöneten bir İngiliz firmasının görüşleri anlatılırken, “Politika yönündeki değişiklikten cesaret alındı, ancak önümüzdeki zorluğun boyutu hâlâ çok büyük” deniyor. ABD’li hedge fonu ise “Politikaların tekrar tersine çevrilmesi ihtimalinin” en büyük endişe kaynağı olduğunu belirtiyor. |