HABER: YAĞMUR BERİL VAROL – KAMERA: KERİM UĞUR
Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde kurulması planlanan jeotermal elektrik santraline Alamut Köylüleri karşı çıkıyor. Tarım arazileri ile incir bahçelerinin yanı başında inşa edilmesi hedeflenen santrale karşı köylüler mücadele etme kararı aldı.
Aydın’ın Bozdoğan ilçesinde tarım arazileri yakınına Zorlu Holding tarafından jeotermal elektrik santrali kurulması (JES) planlanıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Zorlu Holding bünyesinde yer alan Zorlu Jeotermal Enerji Elektrik Üretimi Şirketi’nin Nazilli Diracık (50 MWm/50 MWe) JES Projesi ile ilgili ‘çevresel etki değerlendirme’ süreci başlattığını duyurdu.?Proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre; şirket 948 milyonluk yatırımla yılda 160 milyon kWh elektrik üretmeyi planlıyor. Proje kapsamında Bozdoğan’ın Alamut Köyü sınırlarındaki 148 Ada 14- 15-16 nolu parseller ve 149 Ada 4-5 nolu parsellerde, 10 adeti üretim, 9 adet reenjeksiyon kuyusu ve 1 adet alternatif olmak üzere 20 adet kuyu açılması planlanıyor.
Zeytinlikler, incir bahçeleri ve tarımsal üretime zarar verdiği gerekçesiyle Alamut Köylüleri kurulması planlanan Jeotermal Enerji Santrali (JES) projesine karşı çıkıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ÇED süreci başlatılan proje için endişelenen köylüler projeye karşı mücadele başlatıyor.?
“MENDERES OVASININ RİSKE ATILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ”
jeotermal Enerji Santralinin çevreye ve topraklarına zarar vereceğini ifade eden Aydın Yenipazar Belediye Başkanı Mehmet Yüsran Erden,
“Türkiye’nin enerji tüketiminde yüzde bir payı olmayan bir enerji yatırımı için bu koca büyük menderes ovasın riske atılmasını doğru bulmuyoruz. Dağımızın üstü dağın altından daha değerli diyoruz. Onun için bu mücadeleyi başından beri omuz veriyorum, destek veriyorum. Sonuna kadar da bu konuda mücadele etmeye gayret edeceğiz. Yani biz aynı zamanda yerel yöneticiler, hane halkı gelirlerinin artmasına ve zenginleşmeye de sebep olmak zorundayız. Dolayısıyla belediye yasaları aynı zamanda bize bulunduğumuz bölgede ekonomi ve ticaretin geliştirilmesi için görevler de yüklemiş. Ama eğer ekilebilir arazideki bitkilerimiz, ekinlerimiz, ağaçlarımız yok olacak olursa, zarar görecek olursa zenginleşme değil, fakirleşme olgusu öne çıkacak. O yüzden bu jeotermal yatırımlarının fakirleşmeye sebep olacağını ve topraklarımızı kirleteceğini ifade ediyorum” dedi.
KÖYLÜLERDEN JES’E TEPKİ
Çevre köylerle birlik olup mücadeleyi yükselttiklerini belirten Alamut Köyü sakini Birtan Kulakoğlu “Burada yaşamak istiyoruz ama yaşamamıza müsaade edecekler mi? Edecekler, ettireceğiz biz buna kararlıyız. Geçmiş tecrübelerden yola çıkarsak bunlar çok güzel, çok şaşalı böyle projeler hazırlıyorlar. Bizimki de bunlardan birisi. Sanki çevreye bu kadar duyarlı, bu kadar önem veren bir proje gibi çalışıyorlar. Biz bunların daha önceki projelerinden, Akbelen’den, Kaz Dağları’ndan, Kastamonu’dan, Giresun’dan, Cerattepe’den ve en son da Erzincan İliç’ten çevreye ne kadar zarar verdiğini gördük, biliyoruz. Bunun için bizim buradaki jeotermale müsaade etmeyeceğiz. Çevre köylerimizle beraber birlik olduk. Mücadeleyi yükseltiyoruz” dedi.
Bozdoğan’a yapılacak Jeotermal Elektrik Santralinin insan yaşamına zarar vereceğine dikkat çeken Alamut Köylüsü “Bizim ölmemizi mi istiyorlar? Köy dediğimiz zaman bizim aklımıza doğal yaşamak gelirdi. Nedir bu JES? Nedir bu kıyım? Nedir bu insanlara yapılan zulüm. İşkencedir bu. Yavaş yavaş ölümdür bu. Biz buna karşıyız istemiyoruz değil mi? Evet JES’e hayır diyoruz” dedi.
Jeotermal Elektrik Santralinin Alamut Köyü’ne zarar vereceğini söyleyen Ayşe Türkmen, “Köyümüzde yaşamak istiyoruz. Köyümüzü vermek istemiyoruz. Çoluğumuz çocuğumuz var, torunlarımız var. Kimseyi köyümüze sokmak istemiyoruz. Köyümüze zarar verecek şeyi istemiyoruz” şeklinde konuştu.
“ÇOCUKLARIMIZIN SAĞLIĞI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”
“Çocuklarımıza ileride güzel bir yeşil alan bırakmak için mücadele edeceğiz” ifadelerini kullanan Alamut Köyü sakini Derman Süslüoğlu, “Doğayı, canlıları, insanlarımızı, çocuklarımızı her şeyi seven köy. Bizim köyümüz, çocuklarımızın sağlığı, geleceği için mücadele edecek. Bunun için sonuna kadar mücadele edeceğiz. JES’e hayır diyoruz. Bizim köyümüz çiftçilikle, zeytinlerle, darıyla, buğdayla, ekmeğini kazanan köydür” dedi.
66 Yaşındaki Meryem Er ise “Torunlarımız var. Köyümüzün temiz havasından memnunuz biz. Biz bu jeotermali istemiyoruz. Zehirlenmek istemiyoruz. Biz incirimiz, zeytinimizi, yoncamızı, mısırımızı temiz, zehirsiz istiyoruz. Hayvanlarımız, yoncamızı yiyor, mısırı yiyor. Buğdayımız, arpamız temiz olsun istiyoruz. Biz jeotermale karşıyız” ifadelerini kullandı.
“BU OVAYA BUNU YAPMAK VATANA İHANETTİR”
Zorlu Holding’in Bozdoğan Jeotermal Elektrik Santrali projesinin yalnızca Alamut Köyünü etkilemeyeceğini dile getiren 23 yaşındaki Mehmet Melih Pehlivan “Türkiye’nin en verimli topraklarından birinde yaşıyoruz. Yani jeotermal demek buranın bitmesi demek, tarımın bitmesi demek. Bütün Türkiye’yi besleyecek bir ovamız var, Menderes Ovası olarak. Bu ovaya bunu yapmak vatana ihanettir. Bu ovanın dağlarından yağ, ovalarından bal akıyor. Yani sadece bizim köyü etkileyen bir şey değil bu. Tüm tarımı bitirecek. Asit yağmurları olarak bütün çevremize zarar verecek” diye konuştu.
“BEN BURADA YAŞAMI GÖRDÜM”
Azerbaycan’dan gelen Aydın’da yaşamını sürdüren Gönül yürek “Ben Azerbaycan’dan geldim, dağları aşıp geldim. Ben böyle bir ne toprak, ne temiz hava, ne yaşam görmedim. Ben burada yaşam gördüm. Temiz havayı gördüm ben buraya zehir bırakmamalarını, zeytinliğimize, ağaçlarımıza, tabiatımıza, ormanımıza, sağlığımıza, sahibiz hala evimizde elimizden almalarını istemiyoruz. Ben çocuklarımın zehir yutmasını istemiyorum” dedi.
Geçimini tarlalarından sürdürdüklerini ifade eden iki çocuk annesi Aysel Uyar “Bizim bir tek tarlamız var. O da elimizden giderse biz ne yiyeceğiz? Biz bu jeotermali istemiyoruz. Bizim köyümüz kendi arazisiyle, karnını doyurmaya uğraşıyor. Herkes çabalıyor. Bizim köye değmesinler, bizim köy hiçbir şey istemiyor kimseden. Biz burada hep birlikte mutlu geçiniyoruz. Herkesin üçer beşer tarlası var. Onunla geçim kaynağı yapıyoruz. Biz onlarla doyuyoruz. Bizim bu elimizden giderse benim iki tane çocuğum var. Ben bu bir tarlam da elimden giderse ben çocuklara neyi emanet vereceğim” diye konuştu.